Kadir Has Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Merkezi’nin düzenlediği “Nasıl Yapmalı?” başlıklı panel dizisinin ikincisinde Emek Sineması tartışıldı. Araştırmacı-yazar Gökhan Akçura, TMMOB Mimarlar Odası avukatı Can Atalay, Sinema Yazarları Derneği yönetim kurulu üyesi, eleştirmen ve aktivist Senem Aytaç ve İstanbul Film Festivali direktörü Azize Tan'ın katıldığı panelde Yrd. Doç. Dr. Melis Behlil moderatörlük yaptı
Gökhan Akçura'nın Emek Sineması’nın ve çevre bölgesinin 120 yıllık tarihini anlatarak başladığı panelde, Can Atalay son yıllarda yaşanan gelişmelerin hukuksal yönünü, Azize Tan İstanbul Film Festivali için Emek Sineması’nın önemini ve İKSV'nin bölgeye dair getirdiği öneriyi anlattı. Senem Aytaç ise kentin bir bireyi olarak kamusal bir binaya dair yapılan müdahalelere nasıl karşı konulması gerektiğinden bahsetti.
Sadece Emek Sineması olayında değil kentsel dönüşümün her aşamasında hukuksuzluğun hüküm sürdüğünü belirten Can Atalay, davaların uzatılıp detaylandırılarak yıldırma politikası uygulandığını ve bu nedenle hukuksal mücadelenin değil, kentlilerin, sinemacıların mücadelesinin daha önemli olduğunu belirtti.
Avrupa ülkelerindeki film festivallerinin hepsinin bir “festival sarayı” denilen özel bir yapıya sahip olduğunu belirten Azize Tan, festival sarayı olmayan İstanbul Film Festivali açısından Emek Sineması’nın bu işlevi gördüğünü vurguladı. Dünyaca ünlü birçok yönetmenin Emek Sineması’nda ağırlandığını söyleyen Tan, film festivalleri zamanlarında Beyoğlu’nun çehresinin değiştiğini ve esnaftan da olumlu tepkiler aldıklarını anlattı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın getirdiği ve bölgedeki üç sinema salonunu kapsayan kültür kompleksi kurulması önerisinin ekonomik olarak sürdürülebilir olduğunu belirten Tan, çok büyük kaynak aktarılması gerektiği eleştirilerini de yersiz buldu.
Emek Sineması’nın yıkılmasına karşı yapılan eylemlerin destekçilerinden Senem Aytaç ise mücadelenin tarihini anlattı. Emek Sineması’nın yıkılmasına karşı yapılan mücadelenin hem sinemacılara ait hem de kentsel dönüşüme karşı mücadele verenlerin ortak çalışması olduğunu belirten Aytaç, diğer örneklerde yıkımı durdurma kararına rağmen yıkımların yaşandığını, bu nedenle hukuksal mücadele kadar protestoların da önemli olduğunu belirtti. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın konunun uzmanlara bırakılması gerektiği söylemlerine katılmadığını, kentte yaşayanların da kent üzerinde söz sahibi olması gerektiğini söyledi. Kimsenin festival dışında Emek Sineması’na gitmediği ve sinemanın o nedenle kapandığı eleştirilerine tekelleşen sinema salonlarıyla Emek Sineması gibi bağımsız sinemaların eşit değerlendirilemeyeceğini belirten Aytaç; ya İKSV'nin önerisi gibi, ya da diğer sanat kurumlarının da katılımıyla ortak bir çalışma plan düzenlenebileceğini ve Emek Sineması’nın ve çevresinin yaşayan bir merkez olabileceğini belirtti.
Yıkıma karşı olanlara sadece itiraz ediyorsunuz diyenlerin haksız olduğunu, kültür kurumlarının getirdiği önerilerin dinlenmediğini belirten Aytaç, karşılarında inşaat şirketi dışında bir muhatap bulamadıklarını, işin asıl muhataplarının kültür bakanlığı olduğunu ancak onların da mağdurmuş gibi davrandıklarını belirtti. Bütün bunların yanında bir öneri getirmese de kamu muhalefetinin hakkının saklı olduğunu söyledi.
İstanbul'daki kentsel dönüşüme dair tartışmalara akademik düzeyde katkı yapmayı amaçlayan İstanbul Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği nasıl yapmalı paneller dizisinde önümüzdeki ay Taksim'in yayalaştırılma projesi tartışılacak. (Kültigin Kağan Akbulut)