Mithat Alam Film Merkezi yeni döneme kısa filmcileri ağırlayarak başladı. Yeni Türkiye Kısaları başlıklı panele Ceylan Özçelik (Adil ya da Değil), Çetin Baskın (Gerayiş), Emre Akay (Kırmızı Alarm) ve Melis Bilgin (Tetrist) konuşmacı olarak katıldı. Sinema yazarı Banu Bozdemir’in moderatörlüğünü üstlendiği panelde yönetmenlerin kısa film çekmelerinin nedenleri, Türkiye’de üretilen kısa filmlerin niteliksel ve niceliksel değeri, filmlerin form ve içerik açısından yapısı ve kısa filmin maddi olanakları tartışıldı.
Altyazı dergisinde yazarlık yapan Çetin Baskın, başlangçta yazarlığın yanında film çekmeyi düşünmediğini, kısa filmini master projesi olarak çektiğini söyledi. Ceylan Özçelik de uzun metraj film çekmek istediğini ve ona hazırlık olarak kısa filmler çektiğinden bahsetti. Reklam filmleri çeken Emre Akay da özgür bir alan olduğu için kısa film çektiğini ve kendisi açısından deneme anlamına geldiğini belirtti. Melis Bilgin ise tiyatro ve resim kökenli olduğunu, anlatmak istediği konuya en uygun format olduğu için kısa filme yakınlaştığını söyledi.
Sinema yazarlığının ve televizyon sunuculuğunun yanında birçok kısa film festivalinde jüri üyeliği de yapan Ceylan Özçelik, Türkiye’de kısa film alanında genel olarak kalitenin düştüğünü ve insanları heyecanlandıran filmler çıkmadığını belirtti. Bir zamanlar modalar üzerinden Türkiye’deki kısa filmciliğin ilerlediğini belirten Özçelik, şu an belirgin bir moda da olmadığı için kısa filmcilerin elinde bir şey kalmadığını vurguladı. Adana Altın Koza Ulusal Öğrenci Filmleri yarışmasının ardından yazdığı eleştiri yazısı hatırlatılınca da filmleri izledikten sonra sinirlenmek yerine üzüldüğünü belirtti. On bir yıldır Türkiye’deki kısa film camiasını takip ettiğini belirten Özçelik, çıtanın gittikçe düştüğünü söyledi. Çetin Baskın buna ek olarak dünya sinemasında genel bir tıkanma olduğunu ve bunun da kısa filmlere yansıdığını belirtti.
Ceylan Özçelik’in kısa filmlerin meselesi olmadığına dair eleştirisine Emre Akay Türkiye’de üretilen kısa filmlerde davanın arkasına saklanılabileceğini, davaya kurtarıcı olarak bakmamak gerektiğinden bahsetti. Türkiye’de birçok vasat filmin bu alandan yükseldiğini ve sinemanın geride kaldığını belirten Akay, içerik kadar formun da önemli olduğunu vurguladı. Çetin Baskın ise sinema yapmak için bu filmi çektiğini ve filmin politik boyutunu arkada bıraktığını belirtti. Baskın, konuşulan dil olmasa filminin nerede geçtiğinin anlaşılmayacağını belirtti.
Melis Bilgin ise neden animasyon film çektiği sorusuna Tetrist gibi bir şeyi kurmaca olarak çekmenin zor olduğundan bahsetti. Türkiye’deki kısa film yarışmalarında, animasyon olsun da ne olursa olsun anlayışının sürdüğünü belirten Bilgin, sinema gramerinin unutulduğunu söyledi. Festivallerde animasyon filmlerin genel olarak üvey evlat muamelesi gördüğünü söyleyen Bilgin, yine de ayrı bir seçkide ayrı bir izleyici kitlesine gösterilen animasyon filmlerin farklı bir ortam yarattığından bahsetti.
Türkiye’de kısa film çekerek geçinmenin mümkün olmadığını belirten yönetmenlerin hepsi farklı işlerde çalıştığını söyledi. Kısa filmin maliyeti olmadığını söyleyen Melis Bilgin, filmini 250 TL ve arkadaşlarının yardımıyla çektiğini hatırlattı. Bu nedenle bir şey kaybetmediklerini ve yeniden film çekebileceklerini sözlerine ekledi. Ceylan Özçelik ise müzikal kısa film projesi için fon bulamadığını ve bu nedenle projesinin beklediğini, Çetin Baskın da ailesinin yardımlarıyla ve cüzi bir bütçeyle filmini çektiğini ifade etti. Filmlerin internette yayınlanması konusunda ise yönetmenler festival sürecini tamamlayıp iki yıl gibi bir süre sonra internete konulabileceğini belirtti. (Kültigin Kağan Akbulut)