Bir ülkenin sinemasında tarihi parıldar. Sinema tarihi dönemin tarihine, yaşananlara bakmak ve hesaplaşmak için en uygun yoldur belki de. Sinema tarihini değerlendirmek için ise dönem içinde yazılmış yazılar, eleştiriler, makalelerin de takip edilmesi şarttır.
Avrupa ve Amerika’da bu konularda yazılmış çok sayıda kitap ve makale bulmak mümkündür. İş Türk Sinema tarihine geldiğindeyse bilindiği gibi kaynaklar kısıtlıdır. Türk sinemasının tarihi üzerine yazılmış eser sayısının azlığı bir yana, dönemin eleştirilerine ve makalelerine de ulaşmak zordur; özel bir çaba ve merak gerektirir. Oysa bir ülkenin sinemasal hafızası belki de en önemli tarihsel belgesidir.
Küre Yayınları’ndan çıkan ve sinema yazarı Barış Saydam tarafından yayına hazırlanan “Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam” kitabı tam da bahsettiğimiz eksikler düşünülerek tasarlanmış. Bilindiği gibi Giovanni Scognamillo uzun yıllara dayanan sinema sektörü deneyimlerine ek olarak, en uzun süre yazmış sinema eleştirmenlerinden biri. Türk sinemasının “altın çağı” olarak değerlendirilen 60’larda sinema eleştirmenliğine başlayan ve neredeyse elli yıl boyunca film eleştirisi yazan Scognamillo’nun gözünden Yeşilçam’ı anlatan kitap en hafif deyimiyle bir döneme ışık tutuyor.
Kitap üç ana bölümden oluşuyor: Eleştiri yazıları, makaleler, söyleşiler. İlk bölüm eleştiri yazılarında Scognamillo’nun 1964-2004 yılları arasında yazdığı eleştiri yazıları yer alıyor. Okuyucu eleştiriler bölümünde Türk sinemasındaki tarihsel gelişim ve değişimi izleme olanağı bulurken aynı zamanda günümüzde dahi örneğine az rastladığımız eleştiri yazıları okumakla ödüllendiriliyor.
Bu bölümde eleştirisi alınmış filmler arasında Metin Erksan’ın Yılanların Öcü, Susuz Yaz, Memduh Ün’ün Ağaçlar Ayakta Ölür, Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları, Harem’de Dört Kadın, ve Atıf Yılmaz’ın Minik Serçe filmleri de var. Eleştiri yazılarını okuduğunuzda aslında bugünün sinema dünyasının bir eksikliğiyle de yüz yüze geliyorsunuz. Bugünün eleştiri dünyasında filmi bir metne ve şablona sıkıştıran, daha ziyade tanıtıma yönelik yazılar ağırlıkta. 60’lar ve 70’lerdeki eleştiri yazılarının ise, filmlerdeki kamera hareketlerinden, rengin kullanıma, rejinin özelliklerinden konunun kullanım alanına kadar geniş bir perspektiften ilerlediğini görüyoruz.
Kitabın önemli noktalarından biri de bugünden bakıp sinema tarihinde olumlu/olumsuz bir noktaya yerleştirdiğimiz filmlerin dönemlerinde nasıl karşılandıklarını öğrenmemizi sağlıyor olması. Örneğin Sürü filminin çekildiği dönemde de konusu anlatılmıyor. Bunun nedeni ise Scognamillo’nun tabiriyle “girift olduğundan değil, kuru bir öykünün boyutlarını aştığından, paralel gelişmelere, sayısız ayrıntılara, çeşitli toplumsal ve insancıl sorunlara” dayandığından. Zamanında filmlerin bu şekilde derinlikli değerlendirildiğini bilmek, geçmişe bakarken ve o dönemde çekilmiş filmleri yorumlarken yolumuzu aydınlatıyor.
Kitabın ikinci bölümü olan makaleler bölümü, sinema öğrencileri kadar sinema meraklıları için de işlevsel bir değer taşıyor. Türk sinemasında kadın olmaktan, yabancı uyarlamalara, Emek’i kaybetmekte olduğumuz şu günlerde Beyoğlu Sinemaları’ndan, eleştirinin eleştirisinin yapılmasına kadar pek çok konuyu kapsayan makaleler hem bilgilendiriyor hem de bir şekilde okurun Yeşilçam tarihinde bir gezintiye çıkmasına imkân tanıyor.
Söyleşiler bölümünde Scognamillo ile yapılan söyleşiler yer alıyor. Yazarın 80’lerde sinemamızda yaşananlar, ardından günümüzde sinemanın geldiği apolitik durum üzerine söyledikleri sinemacı adayları için ders niteliği taşımasının yanında, elli yıllık bir deneyimin de izdüşümlerini sunuyor. Bahsettiğimiz nedenlerden dolayı, Hayal Perdesi kitaplığının yedinci kitabı olan Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam, Yeşilçam üzerine yapılmış değerli çalışmalardan biri olmasının ötesinde, Türk sinema tarihi açısından da kaynak değeri taşıyor. (Eda Günay)