Başlangıcından Günümüze Fransız Sineması
HAYAL PERDESİ - Kitap/Dergi 20.03.2015

Başlangıcından Günümüze Fransız Sineması

 
Başlangıcından Günümüze Fransız Sineması kitabı, Lyon doğumlu Rémi Fournier Lanzoni’nin uluslararası literatürde en çok referans verilen ve üniversitelerde bölümleri ders notu olarak kullanılan eseridir. (1) Kitapta Lanzoni, Fransız Sineması’nın 1895-2002 yılları arasındaki periyodunu onar yıllık dönemlere ayırarak filmlerin toplumsal, ekonomik ve politik arka plânlarını öne çıkarır. Bu bağlamlar çerçevesinde filmleri ve yönelimleri anlamlandırmaya çalışır. Metot olarak tarih odaklı ilerleyen yazar, filmlerin biçimsel ve estetik özelliklerini es geçmez. Belki de Lanzoni’nin kitabını türdeşlerinden ayıran önemli özelliklerden biri de tarih odaklı sosyolojik bakışla estetiği paralel bir şekilde götürmesidir. Kitap, bu bakış açısı sayesinde Fransız sinemasının tarih yazımı ve dönemlendirmesi üzerine sağlam bir tez benimserken, öte yandan da genel gidişat içinde öncülerin gerisinde kalan ama ilerleyen yıllarda yaptıkları filmlerle yeni yönelimlerin oluşmasını sağlayan yönetmenleri de içine alır. Georges Méliés, Jean Renoir, Robert Bresson, Jean-Luc Godard, François Truffaut gibi Fransız Sineması’nın kurucu önderleriyle birlikte Eric Zonca ve Pitof da bu sayede kendisine bu tarihin farklı bir diliminde yer bulur.
 
Lanzoni’nin yaklaşımını kitabın henüz ilk bölümünde gözlemlemek mümkündür. Lumiére Kardeşler’in Grand Café’deki ilk gösterimlerinden Méliés’in sinematografın sınırlarını genişletmeye yönelik tutkusuna kadarki dönem Fransız sinemasıyla birlikte sinema tarihinin de başlangıcını oluşturur. Lanzoni bu periyodu ele alırken, Fransa’nın 20. yüzyıla girerken yaşadığı dönemi ve sinematografın ortaya çıktığı koşulları önce okuyucusuyla paylaşır. Daha sonra Pathé ve Gaumont’un kuruluş süreçleriyle birlikte doğan bir ulusal sinemanın izini sürer. Lanzoni sinemanın doğuş serüvenini Amerikalı yazarlardan farklı olarak çağın bir gerekliliği ve toplumsal koşulların bir tezahürü olarak okur. Bu dönemde öne çıkan Lumiére Kardeşler, Méliés, Louis Feuillade, Max Linder, Abel Gance, Luis Bunuel ve René Clair gibi yönetmenleri ve sinemasını da ele alır. Aynı zamanda avangard ve izlenimci sanat akımlarının sinemaya etkilerine de değinir.
 
İlk bölümden de anlaşılacağı üzere Lanzoni’nin sinema tarihine bütünsel bir yaklaşımı vardır; fakat bu yaklaşımın yanında, sinema tarihinin kendi kanonlarını ortaya koymaya ve yeniden hatırlatmaya yönelik de bir sorumlulukla anlatısını şekillendirir. Bunu en iyi Savaş Sonrası Dönem olarak adlandırdığı 1950’lilerin sinemasını anlattığı dördüncü bölümde gözlemleriz. Lanzoni’nin bu bölümde temel aldığı unsur isminden de anlaşılacağı üzere savaş sonrası restorasyon dönemidir. Yazar dördüncü Cumhuriyet ve Blum-Byrnes Anlaşmaları (2) gölgesinde bize genel bir çerçeve çizer. Dönemin atmosferini ve arka plânını verdikten sonra o dönemde öne çıkan temel bir tartışmaya değinir:“Prestij mi, Prestij Sineması mı?” Sonra da François Truffaut’un Cahiers du Cinéma dergisinde savaş açtığı (3) Belirgin Bir Nitelik Geleneği’ni ele alır. Lanzoni’nin bu geleneği ele alış tarzı önemlidir. Ne gelenekselci bir yaklaşımla bu geleneğin göz alıcı özelliklerini öne çıkarır ne de Truffaut gibi saldırgandır. Tersine, Lanzoni bu geleneğin neden savaş sonrası Fransız sinemasında bu denli etkili olduğunu sorgular. Claude Autant-Lara’nın komedi tarzıyla Henri-Georges Clouzot’un kara filmlerini karşılaştırır. Bu zihin açıcı süreçten sonra ise Yeni Bir Sinemaya Doğru ara başlığıyla Fransız Yeni Dalgası öncesinde, bu akıma ilham veren Bresson, Jacques Becker ve René Clement gibi isimlerin sinemalarından örnekler verir.
 
Lanzoni’nin kitap boyunca metodolojisindeki devamlılık, metinlerin tutarlığı ve parça bütün ilişkisi kitabın niçin referans kitabı olarak kullanıldığının da ifadesidir. Kitabın özellikle 1980’lere gelene kadar çizdiği arka plân, dönemlerde ortaya çıkan yönelimlerin toplumsal, ekonomik ve kültürel koşullarla ilişkisi ve öne çıkan isimlerin sinemalarına yapılan vurgular çok yerindedir. 80’li ve 90’lı yıllar ise daha çok tüm dünyada olduğu gibi ulusal sinemaların zayıfladığı ve yönetmenlerin öne çıktığı dönemler olduğundan, yönetmenlerin sinemaları üzerinden anlatılır. Kitabın çevirmeni Ertan Yılmaz’ın da önsözde değindiği gibi Türkiye’de Dünya Sineması üzerine çeşitli kaynaklar olmasına rağmen, ülke sinemalarına yönelik kitap sayısı çok azdır. Lanzoni’nin çalışması bu anlamda Türkiye’deki önemli bir eksikliğe karşılık gelmesinin ötesinde, ülke sineması üzerine çalışacak kişilere de önemli bir metodoloji örneği sunar. (Barış Saydam)
 
 
(1) Yazarın Fransız Komedileri ve İtalyan Stili Komedi: İtalyan Komedi Filmlerinin Altın Çağı isimli kitapları da bulunmaktadır.
 
(2) Mayıs 1946’da Fransa Başbakanı Léon Blum, ABD Dışişleri Bakanı James F. Byrnes ile sinema endüstrisinin durumunu yeniden biçimlendirmek ve iyileştirmek için bir dizi ticari anlaşma imzalar. Bu anlaşmalar Blum-Byrnes Anlaşmaları olarak anılır. Anlaşmaların amacı Fransa’nın Amerika’ya olan borcunu sıfırlamak ve yeni krediler sağlanmasıdır. Fransa, buna karşılık olarak kendi pazarını olduğu gibi Amerika’ya açar.
 
(3) François Truffaut Cahiers du Cinéma dergisinde aynı zamanda auteur sinemasının da manifestosu sayılabilecek ağır yazısında Belirgin Bir Nitelik Geleneği içerisinde yer alan yönetmenleri burjuva sineması yapmakla, bunları izleyen seyircileri de burjuva olmakla suçlar. Bu gelenek içerisinde yer alan yönetmenlerin de Bresson ve Clouzot gibi isimlerin sadece karikatürleri olabileceğini savunur. Metnin tamamına Ali Karadoğan’ın hazırladığı Sanat Sineması Üzerine (De Ki Yayınları, 2010) kitabından ulaşılabilir.
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - [email protected] Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..