Sinemanın Devrimci İşletmesi: MK2
HAYAL PERDESİ - Festival 18.04.2014

Sinemanın Devrimci İşletmesi: MK2

Bu yılki İstanbul Film Festivali’nde onur ödülü alacak olan MK2 firmasının kurucusu Fransız sinemacı Marin Karmitz ile endüstri deneyimlerini anlattığı bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşinin moderatörlüğünü yapan Alin Taşçıyan “Marin Karmitz’in yapımcı, dağıtımcı ve işletmeci olarak bize sunduğu şey bir devrimdi. Hem bir sinema yazarı olarak, hem de bir sinemasever olarak 40 yıl boyunca bize bu filmleri ulaştırdığı için kendisine teşekkür ederim” diyerek sözlerine başladı.

Kariyeri boyunca yüzden fazla filmin yapımcılığını üstlenen, şu an Fransa’da 12 sinemanın ve 65 salonun işletmeciliğini sürdüren Marin Karmitz, şirketinin kuruluş süreci, dönem Fransa’sının sinema endüstrisi, sanat sineması ile işletmeciliği arasındaki gerilimli ilişkiye dair samimi bir söyleşi gerçekleştirdi.

Romanya’da doğan Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Birinci Dünya Savaşı’nda Fransa’ya göç etmek zorunda kaldıklarını belirten Karmitz, bu göçün hayatında dönüm noktası olduğunu söyledi. ‘68 Fransa’sında yaşanan siyasi hareketliliğin hayatındaki ikinci şok ve dönüm noktası olduğunu söyleyen Karmitz, bu iki olayın hem kendi hayatı açısından hem de şirketi açısından iki önemli olay olduğunu vurguladı ve MK2 ismindeki 2’nin buna işaret ettiğini belirtti.

Fransa’da sinema okulunda okuduğunu belirten Karmitz, orada klasik sinemanın yapısına dair çok iyi bir eğitim gördüğünü söyledi. Daha sonra Jean Luc Godard ile çalışmaya başladığını belirten Karmitz, bu dönemde okulda öğrendiği her şeyin yıkıma uğradığını söyledi. Sinema yapmak isteyenlere de önce kurallarını öğrenip sonra yıkmaları tavsiyesinde bulundu.

1968 yılında entelektüellerin gücünün sorgulandığını söyleyen Karmitz, entelektüellerin sözlerinin kendileriyle sınırlı kalmamasını, daha geniş kitlelere seslerini nasıl duyuracaklarını düşünmeye başladığını belirtti. Kendi filmini çektikten sonra dağıtım sorunlarıyla karşılaştığını söyleyerek MK2 şirketine bu nedenle giriştiğini belirtti.

16 mm kamerayla madenlere ve fabrikalara giderek işçilere film gösterimi yaptığını anlatan Karmitz, ilk defa seyircilerin sinemaya değil, sinemanın seyircilere giderek yeni bir izleyici kitlesinin tohumlarını attıklarını vurguladı. Bir süre sonra bir mekâna ihtiyaçlarının olduğunu düşünen Karmitz, hem kira fiyatlarının yüksekliği nedeniyle, hem de farklı bir sinema deneyimi yaşatmak istediği için popüler mahallelerde salon açma düşüncesinden vazgeçmiş ve alt sınıftan bir mahallede sinema salonu açmaya karar vermiş. İlk açtıkları salonun çevresinde porno ve karate filmleri gösteren salonlar varmış.

Daha sonra sinemanın ve ülkenin merkezi olduğu için Paris’e gelmek sorunda kaldığını belirten Karmitz, Paris’te de işçilerin yaşadığı toplu konutların ortasına bir sinema salonu açtığını belirtti. Sinema salonunda devamlı film gösterme zorunluluğu olduğu için film sonrası tartışma ortamının olmadığını belirten Karmitz, sinema salonunun yanına aynı zamanda bir kütüphane kurduğunu ve burada dönemin birçok entelektüelini ağırladığını söyledi. Şu an Fransa’nın üçüncü büyük sinema şirketi grubu olan MK2 ile bütün dünyadan sinemacılara fırsat vermek istediklerini belirterek, o dönem Cezayir ve Şili sinemalarından örnekler getirdiğini ve Fransa’daki sinema algısını değiştirdiğini vurgulayan Karmitz, Fransız sinemasının birçok önemli isminin telif haklarını şirketine devrettiğini belirtti. (Kültigin Kağan Akbulut)

ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - [email protected] Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..