Romanya sinemasının genç yönetmenlerinden Corneliu Porumboiu 31. İstanbul Film Festivali kapsamında sinema dersi vermek üzere Mithat Alam Film Merkezi’ne konuk oldu. 9 Nisan Salı günü yapılan dersin moderatörlüğünü sinema yazarı Esin Küçüktepepınar yaptı. Sinemasal geçmişini, filmlerinin yapım sürecini, yeni Romanya sinemasını ve Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerine bakışını anlatan Porumboiu 31. İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma jürisinde de görev alacak.
Yeni Romen sinemasının önde gelen yönetmenlerinden sayılan Porumboiu, 2006 yılında Filmekimi’nde gösterilen Bükreş’in Doğusu (A fost sau n-a fost?) ile ülkemizde tanınmıştı. 2009 yılında Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış ödülünü Polis, (s.) (Politist, Adjectiv) alarak başarısını tekrar kanıtlamış ve yeni Romen sinemasında önemli bir isim olduğunu taahhüt etmişti. Konuşmasına sinema geçmişini anlatarak başlayan yönetmen, sinemaya bakışının, kuzeninin kendisini sinemateğe götürmesiyle değiştiğini belirtti. “Daha öncesinde Bruce Lee filmleri izliyordum” diyen Porumboiu, İtalyan Yeni Gerçekçiliği, Chaplin, Bergman filmleriyle sinema anlayışının değiştiğini ve kendisine yeni bir ufuk açıldığını belirtti. Üniversitede işletme okumaya başlayan yönetmen, sinematek günleriyle beraber yavaş yavaş sinemaya kaydığını ve kısa öyküler yazmaya başladığını söyledi.
Bükreş’in Doğusu filminde, televizyonda rasgele gördüğü bir talk şov programından esinlendiğini söyleyen yönetmen, Polis (s.) filminin ilhamını ise kendisine filmdekine benzer bir hikâyeyi anlatan polis arkadaşından aldığını belirtti. Polis (s.) için polis tutanaklarını araştırdığını, kişilerle konuştuğunu, belgeler topladığını ve filmde kullanabileceğinden çok daha fazla araştırma yaptığını söyledi.
Filmlerindeki eski kuşak ile yeni kuşak arasındaki çatışmanın kaynağını Romanya tarihinde aramak gerektiğini belirten Porumboiu, karakterlerinin geçiş dönemindeki tarihin kurbanları, arada kalanlar olduğunu söylüyor. Tarih öğrenirken devrimden öncesi ile sonrası arasındaki değişimin sanki bir günde gerçekleştiğini düşünüyoruz diyen yönetmen, asıl meselenin zamana yayılan ve yavaş yavaş gerçekleşen değişim olduğunu düşünüyor.
Yeni Romanya sinemasından umutlu olduğunu belirten yönetmen, her yönetmenin kendi stilinde filmler çektiğini söylüyor. Devrim konusu her ne kadar çok önemli olsa da her yönetmenin tavrı ayrı bir yerde duruyor. Her yıl birkaç yeni iyi yönetmen çıktığını söyleyen Porumboiu bu nedenle genelleme yapmanın zor olduğunu belirtti. Devrimden sonra yılda bir ya da iki film çekildiğini, onu da eski yönetmenlerin çektiğini belirten yönetmen, şu an yılda 15-20 film üretildiğini vurguladı.
Senaryoyu yazarken gerçek karakterleri analiz ettiğini belirten yönetmen, senaryo yazım sürecinde oyuncular hakkında da düşündüğünü söyledi. Oyuncularla uzun provalar yaptığını belirten yönetmen, bunun yanında görüntü yönetmeniyle de çekimler öncesinde uzun uzun çalıştığını ve bu nedenle filmin çekimlerinin kısa sürdüğünü söyledi. Setten önce birçok kareyi görüntü yönetmeniyle planladıklarını ifade eden yönetmen, çekimlerdeki ufak değişikliklere de açık olduğunu belirtti. Bu alandaki tarzın deneyimle öğrenileceğini de sözlerine ekledi.
Ha-Ha-Ha ve The Day He Arrives filmleriyle tanınan Güney Koreli yönetmen Hong Sang Soo’nun filmlerini beğendiğini söyleyen Porumboiu, Soo’nun kendine has tarzını övdü. Nuri Bilge Ceylan’ın Uzak filminden etkilendiğini belirten yönetmen, kendisinin de küçük bir köyde büyüdüğünü ve kendi köyünde yaşadığı sorunların benzerlerini Türkiye’de de yaşandığını görmekten etkilendiğini söyledi. Mayıs Sıkıntısı filminin ruhundan, dilinden ve filmin zamanından etkilendiğini belirten yönetmen bu seneki İstanbul Film Festivali’nde Ceylan’ın başkan olduğu jüride bulunuyor. (Kültigin Kağan Akbulut)