Sanat çocuk üzerinde önemli etkiye sahip. Çocuk resme, heykele, müziğe, dramaya, edebiyata, geleneksel sanatlara iki türlü temas edebilir: bu alanlarda üretilen sanata şahit olarak (görmek, izlemek, okumak, dinlemek) veya bizzat bu sanat dallarını deneyimleyerek (resim yapmak, enstrüman çalmak, edebi yazılar yazmak ya da geleneksel Türk sanatlarını uygulamak). Sinema ise bunlardan farklıdır; çocuğa tek bir alan sunar, çocuk sinemayı sadece izler, onlar için sinemanın uygulanabilirliği yoktur. Çocuk sinema karşısında pasiftir. Üreten değil, tüketendir. Hâlihazırda sunulmuş görsel imajları izler. Diğer sanat dallarından farklı olarak hayale açık değil, aksine kapalıdır. Gösterilmek istenen kadarı gösterilir, ötesi yoktur. (Şehitnur Kürüm)
(Dosyanın tamamını Hayal Perdesi’nin 65. sayısında okuyabilirsiniz.)