Hayal Perdesinin Gözünden
Türk Sineması Araştırmaları
14.01.2018 Dönme Dolap Dört Perdede Trajik Kusur Melis Şahin

Dönme Dolap Vittorio Storaro’nun görüntü yönetmenliğini yaptığı bir Woody Allen filmi. Ellili yıllarda Coney Adası’ndaki lunaparkta geçen bir hikâyeyi anlatan film, ilk dakikalarından itibaren renk ve ışık kullanımıyla usta görüntü yönetmeninin parmak izini taşıyor. Dönme Dolap Storaro’nun alışık olduğumuz bu ışık kullanımı, yönetmenin dış ses ve anlatıcı kullanımı ve oyunculuk yönetimiyle birleştiğinde teatral bir sinema filmi olarak karşımıza çıkıyor. Woody Allen bütün filmi dört karakterin arasındaki dinamikler üzerine inşa ediyor ve dört perdelik bir tiyatro oyunu gibi kurguluyor. Yeni etkileşimlerle değişen aşk üçgenleri hikâyenin seyrini belirliyor. 

Lunaparkta garsonluk yapan Ginny ilk evliliğinden olan oğluyla beraber, ikinci kocası Humpty ile yaşar. Evleri lunaparkın içinde, cümbüşün tam ortasındadır. Humpty atlıkarınca operatörlüğü yapar ve kazandıkları az bir miktar parayla ancak geçinirler. Ginny ilk kocasını aldattığı için terk edilmiş, Humpty alkolik hayatından yorulmuşken karşılaşırlar ve birbirlerine verdikleri destek hayatlarını birleştirmeleri ile sonuçlanır. Fakat işler başladığı gibi gitmez. Birbirlerine duydukları sevginin bitmesiyle ilişkileri, aynı evde yaşamak dışında aile olmanın hiçbir öğesini barındırmayan bir beraberliğe dönüşür. Ginny ve Humpty’nin arasında işler zaten yolunda değilken bu iki bilinmeyenli denkleme bir de Humpty’nin kaçak kızı Caroline dâhil olur. Humpty’nin uzun zamandır görüşmediği kızının bir anda çıkagelmesi gerginliği daha da artırır. 
 
Birinci Perde: Humpty ile Ginny
Humpty kaba bir adamdır ve hayat onun için derinlemesine düşünmeyi gerektirmeyen, anlık duygularla geçiştirilebilen bir oyundan ibarettir. Karısı Ginny’nin ruh dünyası onun ilgi alanına girmez. Yer, içer, çalışır, para kazanır ve balık tutar. Bu yaşam, onun için tatmin ediciyken Ginny için hiç de öyle değildir. Ginny aşktan beslenen bir kadındır ama Humpty ile aşk birbirinden çok uzaktır. Hayatındaki bu eksiklik Ginny’yi bunalıma sürükler. Eskiden aktrislik yapmış olan kadın, içinde bulunduğu hayata ait olmadığını düşünür. Bu melankoli Ginny’nin hayat enerjisini eritir, kendini bu kısırdöngüden kurtarmak için güç bulamaz ve bu durumdan kaçmak için yine aşka sığınır. 
 
İkinci Perde: Ginny ile Mickey
Ginny evdeki gerginlikten yorulduğu fırtınalı bir günde sahilde yürüyüşe çıkar ve cankurtaran Mickey ile karşılaşır. Mickey karakteri, kendi rolünün yanı sıra film boyunca anlatıcılık görevini de yapar. Ünlü bir oyun yazarı olmak isteyen genç adam, etrafında olan biteni bu gözle seyreder. Mickey için insanların doğuştan sahip olduğu, hayatları boyunca başına türlü dertler açan “trajik kusurlar” hikâyeleri için doğurgan bir malzemedir. Ginny’nin durumu bu sebeple dikkatini çeker ve arkadaş olurlar. Ginny Mickey’ye başta kendini olmak istediği kişi olarak tanıtsa da aralarındaki yakınlıktan cesaret alarak içinde bulunduğu durumu itiraf eder. Korktuğunun aksine bu itiraf Mickey’yi rahatsız etmez, trajik kusuru sadakatsizlik olan bu kadın daha da ilgisini çeker ve oyuna devam eder. Ginny ise aradığı sığınağı bulduğunu düşünüp kendini Mickey’e duyduğu aşka bırakır. Ancak sürekli rol yapmanın, “-mış gibi” yaşamanın Ginny üstündeki yıkıcı etkisi hikâyenin gidişatında kilit rol oynayacaktır. 
 
Üçüncü Perde: Mickey ile Caroline
Gangster sevgilisini terk edip baba evine sığınan Caroline’ı Humpty başta kabullenmek istemez. Trajik kusuru unutmak olan Humpty, en nihayetinde kötü anıları bir kenara bırakır ve hatta kızının geleceği için para biriktirmeye başlar. Caroline ise geçici olarak Ginny’nin çalıştığı restoranda işe girer. İki kadının arasında kırılgan bir ilişki kurulur. İlk çatlak Mickey’nin tesadüfen tanıştığı Caroline’la ilgilenmesiyle oluşur. Ginny içinde bulunduğu berbat hayattan kurtulmak için ümit bağladığı Micky’yi kaybetmekten korkar ve kelimenin tam manasıyla her şeyi göze alır. Bu olay, baştaki döngüyü yeniden tetikler. Umutlarını kaybeden Humpty ve Ginny eski alkolik ve yıkık hayatlarına geri döner. 
 
Perde Kapanıyor
Filmin bütününe sinmiş olan teatral anlatının ve karakterlerin olmadıkları kişileri oynayan rollerden seçilmesinin bir sebebi var. En nihayetinde seyirci, film boyunca Mickey’nin yazmak istediği oyunu izler. Tanık olduklarına karşı duyduğu öfkeyi bir yerleri ateşe vererek dışavuran Ginny’nin oğlu Richie ise seyirciyi temsil eder. Onun için sinema salonu sığınılacak tek yerdir. Woody Allen insanların rollerini ve onların trajik kusurlarını anlatırken, kişiyi hayata bağlayanın ve hayatını yaşanır kılanın bu kusurlu olma hali olduğuna işaret eder. İnsan hayatından hiçbir zaman kusur eksik olmaz. Düzeltilemeyen trajik kusurlar hayatımızın sonsuz bütünlemesi olarak kalmaya mecburdur. 
 
 
 
YORUM YAZ:
Ad Soyad:
Yorumunuz:
Kalan: (Sadece 600 karekter olabilir)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..