Eşya ile kurulan münasebet bir geçmişe işaret eder. İnsan kendisinde iz bırakan bir ânı, sonsuza kadar saklama düşüncesiyle eşyaya sığınır. Eşyalar hatıraların vücut bulmuş hâlidir. Bizim için bir şey ifade etmeyen bir eşya, başkası tarafından değerli görülebilir. İşte bu, insanın eşyaya atfettiği anlamdan, kurduğu özel bağdan kaynaklanır. Zamana meydan okuyan eşyanın ruhu, insana sirayet eder. Hatıralarla biriken eşyalar, yaşanmışlıklar karşısında teselli aracı olur. Toplanan her eşya geçmişi hatırlatıcı bir işlev görmenin yanında ânın da parçası hâline gelir. Koleksiyonlar, “zamanın mekâna dönüştüğü” kişisel müzeler aracılığıyla, eşyalar geçmişin, şimdinin ve geleceğin aktörleri olarak bir hikâye içinde yer alır.
Orhan Pamuk, 2008 yılında roman olarak yayınladığı, 2012 yılında da müze olarak açtığı Masumiyet Müzesi'nde bu hikâyelerden birini işler. Otuz yaşında zengin bir adam olan Kemal’in on sekiz yaşındaki yoksul, uzaktan akrabası Füsun’a duyduğu saplantılı aşkın hikâyesidir bu. Roman ve müzeyle gerçek-kurgu, hikâye-hatıra iç içe geçer. Toplanan eşyalardan bazılarının Pamuk’un hayatından izler taşıdığı, 1970-80’lerin Cihangir, Nişantaşı’sının Pamuk’un yaşantısıyla kesiştiği söylenebilir. Öte yandan Çukurcuma’daki Füsun’un hayatı ve fakir kız-zengin erkek aşkıysa Yeşilçam filmlerindeki melodramatik havanın yansıması gibidir. Eşyaların hikâye oluşturmak için mi toplandığı, yoksa hikâyenin içinden mi ortaya çıktıkları veya anlatılanların hikâye mi hatıra mı olduğu net değildir. Romanda kelimelerle çizilen, müzede görsel bir hâl alan eşyanın dünyası, İngiliz yönetmen Grant Gee’nin çektiği, ilk gösterimi 72. Venedik Film Festivali’nde yapılan Hatıraların Masumiyeti belgeseliyle bu sefer beyazperdeye aksettirilir. Belgesel bu açıdan müzenin sanal bir turu gibidir. Küpe, çanta, ayakkabı, elbise, aşk acısının anatomik yerleşimini gösteren maket, 4213 izmarit ve Kemal’in büyük bir bağımlılıkla topladığı daha birçok nesne vasıtasıyla eşyanın hafızası filme nüfuz eder. (Rüveyda Temel)
Yazının tamamını Hayal Perdesi'nin 52. sayısında okuyabilirsiniz.