Söyleşi
Nuray Hilal Tuğan SÖYLEŞİ:Meltem İşler Sevindi 2014 yılında Gazi Üniversitesi’nde tamamlanan “Türk Sinemasında Beden ve Hastalık Temsilleri” başlıklı doktora tezi konuyu sinemamızın son dönem örnekleri üzerinden inceliyor. Başkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Dr. Nuray Hilal Tuğan ile tezini yazarken geçtiği süreçleri, izlediği yöntemi ve çalışması sonucunda elde ettiği bulgularını içeren bir sohbet gerçekleştirdik.
13.08.2015 Türk Sinemasında Beden ve Hastalık Temsilleri

Çalışma konunuzu nasıl belirlediniz? Karar verme sürecinizden bahsedebilir misiniz?

 
Esasen beden ve iktidar arasındaki ilişkiye, bunun sinemada temsil edilme biçimlerine odaklanmak istiyordum. Literatür taraması sırasında sinemada beden başlıklı bir konunun çok kapsamlı olduğunu ve bunun sınırlandırılması gerektiğini fark ettim. İktidar, tarih boyunca bedeni düzenlerken hep makbul olan ve olmayan bedenler belirliyor. Hastanın, engelli bireyin bedeni daima makbul olmayan ve öteki olarak konumlandırılıyor. Lisans tezimden beri öteki ve ötekinin inşa edilme biçimlerine akademik olarak ilgi duyuyorum. Bu sebeple yine ötekiler ve onların “öteki” olarak kurulma biçimlerini ele almak istedim.
 
Tezinizde ele aldığınız konular ve değerlendirdiğiniz filmler neler? Filmleri belirlerken nelere dikkat ettiniz?
 
Çalışma kuramsal olarak iki temel odak üzerinde ilerliyor. Birincisi bedenin, hastalığın ve engelliliğin toplumsal inşası, ikincisi sinemada hastalığın ve engelliliğin yer alma ya da temsil biçimleri. Dolayısıyla filmleri belirlerken en temel ölçüt ana karakterinin ya da ana karakterlerden birinin engelli veya hasta olmasıydı. Bu yoldan giderek tez danışmanım Seçil Büker’le birlikte altı film belirledik: Dilber’in Sekiz Günü (2008),Başka Dilde Aşk (2009), Yazı Tura (2004), Sonbahar (2008), Kelebeğin Rüyası (2013) ve Saç (2010). Bu filmlerin üçünde ana karakterler hasta, diğerlerindeyse engelli.
 
Çalışmanızın kapsamını neler oluşturuyor, tezinizde beden ile hastalık ve engellilik olgusunu beraber ele alış amacınız nedir?
 
Öncelikle hastalık ve engellilik zaten bedenden bağımsız ya da ayrı durumlar, olgular olarak ele alınamaz; engelli veya hasta beden bedenin biçimlerinden sadece ikisi. Çalışmanın ana kuramsal kaynağını oluşturan beden sosyolojisine göre beden verili bir biyolojik gerçekliği yansıtan ya da bu gerçekliğe işaret eden bir olgu değil, toplumsal ve kültürel olarak kurulan bir yapı olarak ele alınmalı. Beden sosyolojisinin Batı’da en önemli isimlerinden olan Bryan S. Turner beden sosyolojisinin, tıp sosyolojisinin önemli bir teorik kaynağı olduğunu ifade ediyor. Tıp sosyolojisinin esas konusu, hastalığın bir kavram olarak toplumsal ve tarihsel süreçlerin bir ürünü olduğu. Engellilik sosyolojisi ise bu iki çalışma alanından hem besleniyor hem de onları zenginleştiriyor. Sorunuzun cevabını kısa ve net olarak ifade etmek gerekirse; beden ve tıp sosyolojisini ayrı ayrı ele almak büyük bir kuramsal hatayı da beraberinde getireceğinden beden, hastalık ve engellilik olgularını bir arada ele almak bir zorunluluk olarak ortaya çıktı. Bir de olguları birbirinden bağımsız ve kopuk ele almak bütünlüklü ve tutarlı bir sonuca ulaşılmasını engelliyor gibi geliyor bana. Tezde de atıfta bulunduğum Rosamarie Garland-Thomson şöyle diyor: “Toplumsal cinsiyet, ırk, etnisite, sağlamlık, cinsellik ve sınıf gibi temsil sistemleri birbirini karşılıklı olarak üretir, etkiler ve çelişir. Bu sistemler bir normu desteklemek ve bu norma iktidar, imtiyaz ve statü garanti eden ilişkileri yapılandırmak üzere beraber ama farklılaşmış biçimde işlerler.” Dolayısıyla birbirilerinden bağımsız olarak ele alınamazlar. (Röportaj: Meltem İşler Sevindi)
 
Söyleşinin tamamını Hayal Perdesi’nin 47. sayısında okuyabilirsiniz.
 
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - [email protected] Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..