Söyleşi
Veli Boztepe SÖYLEŞİ:Meltem İşler Sevindi "1960, 1980 ve 2016’da üç askeri darbe, 12 Mart 1971’de muhtıra, 28 Şubat 1997’de bildiri ve 27 Nisan 2007’de e-muhtıra ile ordunun siyasete müdahale ettiği Türkiye’de, siyasal sinema bu müdahalelerin izlerini taşır."
10.10.2016 Askeri Darbelerin Türk Sinemasına Etkileri
Okan Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Veli Boztepe “1960 ve 1980 Askeri Darbelerinin Türk Siyasal Sinemasına Etkileri” başlıklı tezini 2007 yılında Marmara Üniversitesi’nde tamamladı. Boztepe ile siyaset ve sinema ilişkisini, askeri darbelerin topluma etkilerini, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinin Türk siyasal sinemasındaki yansımalarını konuştuk. 
 
1960 ve 1980 askeri darbelerinin Türk siyasal sinemasına etkilerini çalışmaya nasıl karar verdiniz?
1980 darbesi sırasında beş yaşındaydım. Hafızamda hayal meyal de olsa darbenin kötü hatıraları var. Kaçınılmaz olarak tüm çocukluk ve gençlik yıllarımda darbenin izleri oldu. 12 Eylül’ün yarattığı eğitim öğretim sisteminden geçtim. Hayatım 12 Eylül’ün antidemokratik anayasa ve yasalarıyla şekillendirildi. Darbelerle, bildiğim yöntemle, akademik bir çalışmayla hesaplaşmak; darbelerin sinemaya olumsuz etkileri üzerinden demokrasiye ve topluma verdiği zararları aktarmak istedim. 
 
Tezinizi Türk siyasal sineması bağlamında ele alıyorsunuz. Türk siyasal sineması tam olarak hangi filmleri kapsıyor?
Siyasal sinemanın ne olup ne olmadığı sorusuyla başlamak gerek. Toplum ile ilişkileri çerçevesinde ele alındığında sinemanın hiçbir zaman değer yargılarından, ideolojiden ve politik eğilimlerden uzak olmadığı görülür. Buna, ticari sinemanın ürünleri de dâhildir. “Siyasal sinema” türünün kalıplarıyla sınırlı kalmayıp, sinemadaki tüm türlerin bir yanıyla siyasal olduğu görülür. Siyasetle en ilintisiz görünen bir komedinin, bir western filmin bile politik yönü vardır. Siyasal sinema, konusunu bizzat siyasetten alan, siyasal yanı belirgin biçimde öne çıkan sinemadır. Filmler ya siyasal düzeni, ya bir toplumu, ya da siyasal olayı anlatır. Siyasal denen sinemanın ayırt edici yanı, siyaseti kullanış, ele alış tarzından gelmektedir.
 
1960, 1980 ve 2016 olmak üzere üç askeri darbe, 12 Mart 1971’de muhtıra, 28 Şubat 1997’de bildiri ve 27 Nisan 2007’de e-muhtıra ile ordunun siyasete doğrudan müdahale ettiği Türkiye’de, siyasal sinemanın filmleri kaçınılmaz olarak bu müdahalelerin izlerini taşır. Özellikle 1960 ve 1980 darbelerinin etkilerini hazırlanan anayasalarla birlikte düşünmek gerekir. Askeri müdahalelerin yanı sıra Kürt sorunu, terör, siyasi cinayetler, gözaltında kayıplar, işçi sorunları da siyasal sinemanın ele aldığı konulardandır. 
 
Siyasal sinemanın propaganda sinemasından farkları neler?
Siyasal sinema ile propaganda sineması, “siyasal olayları” ele almaları bakımından benzerlik taşır, ancak “siyasal olaylara” yaklaşımları açısından birbirlerinden tamamen farklıdır. Siyasal sinema insanları gerçeklerden uzaklaştıran, kitleleri belli ideolojiler doğrultusunda yönlendirmeyi, şekillendirmeyi amaçlayan propaganda sinemasından farklı olarak; kamuoyu oluşturmayı, kamuoyunu ele aldığı konu üzerinde düşünmeye, harekete geçirmeye teşvik etmeyi amaçlar. Siyasal sinema bu amaçlarını yerine getirirken sanatsal kaygıları da göz önünde bulundurur. Propaganda sineması için sinema, bir siyasal “amaç” değil, kitlelerin tutumlarını etkileyerek denetim altına almak için bir “araçtır.”
 
 
(Söyleşinin tamamını Hayal Perdesi’nin 54. sayısında okuyabilirsiniz.)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - [email protected] Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..