Sessiz sedasız başlayan ve hızla büyüyen UNIQ Açıkhava Film Festivali bu yıl dördüncü kez düzenleniyor. Sezon boyunca gündemi meşgul eden filmlerin gösterimlerinin yapıldığı festival, İstanbul’a yaz boyunca süren yeni bir festival armağan ediyor. UNIQ İstanbul genel müdürü Sonay Yücel ile festivalin gelişimini ve gelecek hedeflerini, programlarını hazırlarken nelere özen gösterdiklerini konuştuk.
UNIQ Açıkhava Film Festivali başlayalı dört yıl oldu. Geriye dönüp bakarsanız, hangi motivasyonla yola çıkmıştınız ve bugün neredesiniz?
UNIQ İstanbul, Türkiye’nin en büyük kültür sanat kampüsü. Malum yaz dönemi festivaller ve açık hava konserleri hariç kültür sanat etkinlikleri durgunluğa giriyor. Bu durgunluğu yaşamamak için nasıl projeler üretebiliriz derken açık hava film gösterimleri fikri ortaya çıktı. İlk sene sadece on film gösterebildik. Karşılaştığımız ilgiye biz bile inanamadık. İkinci yılı planlamak için çok daha uzun bir zamanımız oldu. Otuz filmlik bir seçki sunduk. Hiç ummadığımız filmlerin biletleri tükendi, tekrar gösterim yaptık. Bu güvenle üçüncü yılda sinema gecelerini farklı bölümler ve içerikler de ekleyerek festivale dönüştürdük. Burada hem Azize Tan’ın Başka Sinema’nın direktörlüğünü üstlenmesinin hem de gösterimlerde BluRay yerine DCP’ye geçişimizin payı büyük. 48 uzun, 6 kısa metraj film gösterimi yaptık. Animasyon ve korku gecelerini başlattık. Dört yıl önce yola çıkarken 3,5 aya yayılan bir film festivalimiz olacağı ve büyük ilgiyle karşılanacağı söylense inanmazdık.
Bu seneki programda yer alan filmlerden bahseder misiniz? Başka Sinema ile nasıl bir işbirliği yürüttünüz?
Ufak tefek yönlendirmelerimiz ve taleplerimiz dışında seçki tamamen Başka Sinema tarafından oluşturuldu. Özellikle festivale dönüştüğümüz son iki yılda sevgili Azize Tan’ın imzasını net bir şekilde görebiliyoruz. Sinema sezonu boyunca en çok beklenen, en çok konuşulan yerli-yabancı filmleri ve dünya sinemasına yön veren yönetmenlerin son filmlerini kapsayan bir program oluşturmaya gayret ettik.
Ayrıca 5 Temmuz’da Ingmar Bergman’ın Fanny ve Alexander filmini, Bergman’ın yüzüncü doğum yılını kutlamak amacıyla göstermek istedik. İstanbul’da pek çok Bergman filmi gösterimi yapıldı; ama Fanny ve Alexander hiç gösterilmedi. Bütün filmlerini izleyip de bunu kaçıranlar, Bergman’ın bu ikonik filmini perdede görme şansına sahip olacaklar.
Bir de tematik gecelerimiz var. 21 Ağustos Salı akşamı Ayin (Hereditary) filmini Korku Gecesi’nde göstereceğiz. Christian Petzold’un bu sene Berlin’de yarışan filmi Transit, vizyonundan önce Uniq Açıkhava Sineması’nda görülebilir. Ve kapanışımızı da yine Berlin Film Festivali’nde gösterilen ve Jüri Özel Ödülü’nü kazanan Yüz (Mug) filmi ile yapıyoruz. Zengin bir festival programı yapmaya gayret ettik.
(Söyleşinin tamamını Hayal Perdesi’nin 65. sayısında okuyabilirsiniz.)