Babamın Kanatları ile geçen yılın dikkat çeken yapımlarından birine imza atan Kıvanç Sezer, yeni projesi Küçük Şeyler’i geliştirmeye başladı. Yönetmenden yeni projenin detaylarının yanı sıra, sinema düşüncesinin temellerini de dinledik.
Antalya Film Forum Kurmaca Pitching Platformu’nda Küçük Şeyler ile yarışıyorsunuz. Hikâyeden biraz bahseder misiniz?
Küçük Şeyler iyi bir ev, araba, çocuk ve yaşam koşulu isteyen orta sınıf bir çiftin ilişkilerinde ortaya çıkan bazı sorunlar ve bunları aşma çabaları üzerine bir film. İşsizlik, ev işleri ve hayatın küçük ve önemsiz gibi görünen ayrıntılarına odaklanmaya çalışacağım. Farklı veçheleri olan çoğu insanın da yabancı olmadığı bu durum üzerine içinde mizah da olan bir film tasarlıyorum. Henüz senaryo aşamasında olduğu için çok ayrıntı veremeyeceğim.
Politik bir meseleyi insani bir hikâyeyle aktaran Babamın Kanatları, farklı kesimlerden olumlu tepkiler aldı. Küçük Şeyler de toplumsal duyarlılıkları olan bir hikâye mi?
Küçük Şeyler, Babamın Kanatları filminde inşaatını gördüğümüz Billur Köşk Konutları'nı kendine mekân ediniyor. Konut kredisiyle hayatını bir nevi ipotek altına alan, geniş ve ekonomide etkili rol oynayan orta sınıfın konut meselesindeki konumlanışını düşünürseniz toplumsal duyarlılık olarak bakabilirsiniz. Sınıfsal bir bakışım olduğu için karakterlerimi de o temelde ele almaya, ama aynı zamanda bir insan olarak da anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum. Bence duyarlılıktan daha önemli olan filmin sağlam bir alt metin üzerine bina edilmesi.
(Söyleşinin tamamını Hayal Perdesi’nin 61. sayısında okuyabilirsiniz.)