Söyleşi
Ronny Trocker SÖYLEŞİ:Celil Civan Sinema okulundayken Nuri Bilge Ceylan’ın Uzak filmi en beğendiğim filmlerden biriydi. Bana ve filmime çok ilham verdi.
30.03.2017 Şehirle Taşra Arasında Çatışma Var

Alplerdeki bir dağ çiftliğinde büyüyen Albert, annesinin zoruyla vadideki fabrikada çalışmaya başlar. Albert alıştığı düzene geri dönmek isterken annesi onun kasabada daha iyi bir hayat sürmesini istemektedir. Albert ile annesi, doğayla kasaba, gelenekselle modern hayat arasındaki zıtlıklara odaklanan İnzivadakiler (Die Einsiedler, 2016) 4. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nde Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nın adaylarındandı. Filmin yönetmeni Ronny Trocker ile sinema serüvenini, filminin hikâyesini ve Alplerdeki zorlu hayatı konuştuk.   

Bize kendini tanıtabilir misin? Sinema kariyerine nasıl başladın?
Kuzey İtalya’nın küçük bir köyünde doğup büyüdüm. Sinema tutkum görece geç başladı; yaşadığım bölgede çok az sinema vardı, çoğunlukla da ilgi çekmeyen gişe filmleri gösteriyordu. Yurt dışına çıkıp Berlin’de yaşamaya başladığımda, İtalyan Yeni Gerçekçiliği ve Fransız Yeni Dalgası’ndan çağdaş deneysel filmlere kadar bambaşka bir sinemanın olduğunu keşfettim. Böylece önce Arjantin’de, sonra Fransa’da sinema okumaya karar verdim. Şimdi Brüksel’de yaşıyorum. 
 
Önceki çalışmaların nelerdi?
Belgesel ve kurmaca birkaç kısa film, ayrıca bazı video-enstalasyonlar çektim. Son dönem kısa filmlerim hikâye anlatmak için dijital efektler kullandığımdan fazlasıyla deneysel olmaya başlamıştı. 
 
İnzivadakiler’e gelirsek, hikâye nasıl ortaya çıktı?
Proje beş yıl önce başladı. Filmin çekildiği bölgede büyüdüm. Avrupa’nın ortasında ve turizm sağolsun, zengin olmasına rağmen bölgede -gönüllü veya gönülsüzce- modernliğe direnen birkaç dağ çiftliği hâlâ mevcut. Ancak bu yerler yakında yok olacak. Ben de onlar ortadan kaybolmadan önce kayıt altına almak istedim. 
 
Aynı bölgede büyüdüğünü söyledin. Filmde otobiyografik dokunuşlar var mı?
Otobiyografik bir film yapma niyetim yoktu ama her filminizde çoğu kez kendinizden bir parça bulursunuz. Küçük ama modern bir köyde yaşıyordum. Annemse filmde gördüğünüze benzer bir çiftlikte yetişmişti. Çocukken çiftliği devralan dayımı iki haftada bir ziyaret ederdik. Fazlasıyla etkileyici bir yerdi, köydeki hayattan bambaşka bir hayat vardı. Senaryoyu yazarken bu çocukluk anılarımın çok faydası oldu. 
 
Bölgeyi iyi bilen biri olarak dağda yaşayanlarla kasabalılar arasındaki çatışma hakkında neler söylemek istersin? Gerçek hayatta durum nasıl?
Bana kalırsa dünyanın her yerinde şehirlilerle taşralılar arasında bir çatışma var. Şehirliler kendilerini daha akıllı zanneder, taşradan gelenlerse şehirdeki hayat tarzını onaylamaz. Bu çatışma klişe ve önyargılarla beslenip durmadan tekrar eder. Sinema okulundayken Nuri Bilge Ceylan’ın Uzak filmi en beğendiğim filmlerden biriydi. Bence benzer bir çatışma vardı; bana ve filmime çok ilham verdi.
 
 
(Söyleşinin tamamını Hayal Perdesi’nin 57. sayısında okuyabilirsiniz.)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - [email protected] Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..