Söyleşi
Cahit Berkay SÖYLEŞİ:Koray Sevindi, Muhammet Abdülgafur Şahin "Geriye baktığım zaman Devlerin Aşkı, Bodrum Hakimi, Dila Hanım, Selvi Boylum Al Yazmalım örneklerini çok da başarılı birer film müziği olarak görmüyorum. Filmin üstüne çıkmış müziklerdir bunlar; o hâlde doğru iş yapmıyorsun demektir. Müzik hissettirmeyecek bile kendisini."
21.05.2013 Müzik Sinemada Haddini Bilmeli”

Cahit Berkay, Atıf Yılmaz’ın Deli Yusuf (1975) filmiyle başladığı film müziği kariyerine aralarında Selvi Boylum Al Yazmalım (1978), Çiçek Abbas (1982), Dila Hanım (1977), Devlerin Aşkı (1976), Kırık Bir Aşk Hikâyesi (1981) filmlerinin de bulunduğu iki yüze yakın film müziği, yüzden fazla dizi ve reklâm müziği sığdırdı. Aralarında Yaşam Boyu Onur Ödülü’nün de yer aldığı beş Altın Portakal’ın yanında pek çok ödül toplayan, kurucularından olduğu Moğollar grubuyla yaptığı şarkılarla üç kuşağı etkileyen, Türkiye’de kaliteli müzik denince ilk akla gelen isimlerden Cahit Berkay’la film müziği ve Türk Sineması özelinde bir söyleşi gerçekleştirdik.

Türkiye’de film müziği denildiğinde ilk akla gelen isim Cahit Berkay. Hem Moğollar’la süregelen profesyonel müzik kariyerinizi hem de film ve dizi müziği kariyerinizi düşündüğünüzde film müziği bestelerinin diğer bestelerinizden yapım aşaması ve nitelik olarak farklılıkları var mı?

Film müziği için öncelikle sinemayı tanımak gerekiyor. Dünyanın en iyi müzisyeni de olsanız eğer sinemayı tanımıyorsanız, sinemada müziğin ne amaçla kullanıldığını bilmiyorsanız bu işi layıkıyla yapamazsınız. Çünkü sinemadaki müzik bir dinleti müziği değildir. Tamamıyla o sahneyi desteklemek, oradaki duyguyu seyirciye daha etkili bir şekilde aktarmak için kullanılan bir araçtır. Müziği tabii ki müzikal bir estetik içinde yapmak gerekiyor, ama bu işin birinci kaidesi müziği oradaki resimle ve o sahnenin temposuyla, ritmiyle buluşturmaktır. Aslında ben bugünden geriye baktığım zaman Devlerin Aşkı, Bodrum Hakimi, Dila Hanım, Selvi Boylum Al Yazmalım örneklerini çok da başarılı birer film müziği olarak görmüyorum. Filmin üstüne çıkmış müziklerdir bunlar; o hâlde doğru iş yapmıyorsun demektir. Müzik hissettirmeyecek bile kendisini. Hep şu cümleyi kullanırım: Müzik de haddini bilmeli sinema da.

Film müziğinin her zaman destekleyici olması gerektiğini söyleyebilir miyiz?

Kesinlikle. Asıl amaç filmi yükseltmek, müziği yükseltmek değil. Dünyanın en iyi müziğini bile koysan çok kötü bir filmi ayağa kaldıramazsın. Ama vasat bir filmi iyi bir müzikle iyi bir yere getirebilirsin veya çok iyi bir filmi çok kötü bir müzikle yerin dibine batırabilirsin. Müziğin doğru ellerde doğru kullanılması gerekiyor.

Film müziği serüveniniz Atıf Yılmaz'ın Deli Yusuf filmi için size teklif getirmesiyle başlıyor. Bu süreçten biraz bahseder misiniz?

Oldukça enteresan bir olaydır. Atıf Ağabey, nur içinde yatsın, benden Deli Yusuf’ta efekt yapmamı istemişti. Filmde duyguları olan akıllı bir araba vardı; dürüst, namuslu bir araba. Kendisi gibi dürüst ve namuslu insanlarla haşır neşir oluyor ama eğer kötüysen, kötü niyetliysen seni koltuktan fırlatıyor, kapısı ile çarpıyor vs. O anlamda efekt istedi bizden. O dönemde Uğur Dikmen’de sesin üzerinde istediğin gibi oynayabileceğin, sesi uzatabileceğin, değiştirebileceğin bir cihaz vardı. Efektleri öyle yaptık. Atıf Ağabey çok mutlu oldu. Sonra bana dedi ki: “Ya Cahit gördüğün gibi bir çift var, bunların aralarında duygusal bir şeyler var. Bunlar kimi zaman mutlu kimi zaman da gerilimli ilişkiler içinde. Oralara işte duygusal bir müzik yapar mısın? Bir de bol bol kovalamaca sahneleri var. Oralara da böyle davul ağırlıklı pata küte bir şeyler yaparsın.” Ben de tabii ki “Yaparız” dedim. Tabii bu işin zamanlaması nedir bilmiyorum. Sandım ki hemen istiyor. “Ağabey  şimdi mi istiyorsun?” dedim. “Yok ya” dedi. “Ne zaman istiyorsun, yarın olur mu?” dedim. Bu sefer de o şaşırdı. O gece oturdum işte temalar hazırladık Uğur’la. Orada ilk kavradığım şey ritimdi. Yani önce sahnedeki tempoyu görmek lazım. Duygusal bir sahne varsa oraya sert bir müzik yapamazsın. Sahneye göre nasıl bir müzik yapabileceğinizi iyi görmeniz gerekiyor. İşte ilk başlarda kimi zaman dışarıdan Necip Ağabey’in öğretisiyle kimi zaman da deneme yanılma yöntemiyle bu işe başladık.

Söyleşinin devamını okumak için tıklayın.

 

ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - [email protected] Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..