Söyleşi
Murat Pay SÖYLEŞİ:Betül Durdu Murat Pay, ilk filmi Mâşuk’un Nefesi’nde (2014) mevlid meşki geleneğini ele alıyordu. İkinci film Mirâciyye Saklı Miras’ta ise kayıp bir eser üzerinden Türk musikisiyle titreşen hikâyeler anlatmaya devam ediyor. Belgesel-kurmaca sınırlarında gezinmeyi tercih eden yönetmen ile bu tercihin sebeplerini, son filmi özelinde sinema diline yansımalarını ve gelecek projelerini konuştuk.
11.01.2018 Saklı Mirasın İzinde

İlk film Mevlid-i Şerif üzerineydi. Mirâciyye Saklı Miras da benzer bir konuya odaklanıyor. Neden müzik eserleri üzerine film yapmayı seçtiniz?

Özel bir sebebi yok, kader. Mevlid ile karşılaşmamız tesadüflerle oldu diyebiliriz. Mirâciyye ile de öyle oldu. Hatta önce Mirâciyye’yi yapmayı düşündük, o ara başka bir proje öne çıktı. Mirâciyye bittikten sonra anladım ki hafızamda iyi kurmak istediğim meseleler var. Bu meseleler ilk etapta musiki üzerinden ilerledi.  

Mirâciyye hakkında bir film yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
 
Türk müziğinin büyük bir eserinden bahsediyoruz. Mevlevi ayinlerinden form olarak daha değişik. Ayinleri duymuşuzdur ama Mirâciyye’yi ben duymamıştım. Açıkçası duymamış olmama biraz içerledim. 
 
Mâşuk’un Nefesi’nden sonra Mirâciyye Saklı Miras, Mevlid ile başlayan serinin devam halkası gibi görünüyor. Devamı gelecek mi?
 
Niye olmasın. Başka bir projemiz daha var ve çalışmalara başladık. Doğumdan ölüme musiki hakkında bir kitap var. Bu kitabı referans alarak çalışma yapma düşüncemiz var. Herhalde saklı kaldığı müddetçe saklı mirasın izinde devam edeceğiz.
 
Mirâciyye gibi bir eseri filme taşırken geleceğe belge bırakmak fikri var mıydı?
 
İnsan hedefler koyuyor ama böyle iddialı şeyler söyleyemem. Bir hizmeti oluyorsa ne mutlu. Miraç hadisesini bilmeyen insanların filmle nasıl muhatap olabileceğini düşünerek bir formül oluşturmaya çalıştık. Dolayısıyla Mirâciyye’nin anlam dünyasına derinlemesine dalamadık. Bu tip eserler hakkında sinemada birçok eser olmalı ki eserlere vakıf olabilelim.
 
Eserin sinema formu içinde ele alınabilmesi için nasıl bir çalışma yürüttünüz?
 
Her filmde olduğu gibi en önemli kısmı senaryo. Anlaşılması zor eserlerde senaryo yazmak da zor. Basit düşünmek istedim. Bu eserle nasıl tanıştım; kaderin cilvesi. Peki, bu esere nasıl aşina oldum; zamanla, yavaş yavaş. Bu hali film formuna nasıl yerleştirebilirim; eserin kendisine bakarak. Eser yedi bahirden oluşuyor ve her bahir kendi içerisinde bir bütün. Hatta sinema anlamında cezbeden bir unsur daha var o da eserin bir bahrinin kayıp olması. Hâlâ kayıp, ne olduğu bilinmiyor. Bu muamma güzel bir nokta, bir yolculuk demek. Var olan bölümlerle kayıp bahir mevzusunu nasıl eşleştirebilirim diye düşündüm ve dedim ki o zaman meselenin başlangıcına gidelim. Sonuçta Mirâciyye’nin ne olduğunu çoğu insan bilmiyor.
 
Miracın çocuklara anlatımından ve Raci’nin küçüklüğünden başladım. Hikâyeyi Raci’nin gençliği ile eseri kaleme alan ve besteleyen Nâyî Osman Dede’nin etrafında oluşturmak istedim. Nâyî Osman Dede, Mevlevi dedesi dolayısıyla konuyu sema üzerinden anlatmaya çalıştık. Üçüncü hikâyede Raci biraz daha büyüyor ve kayıp bahrin peşine düşüyor. Son bölümde ise Raci çocuğuyla beraber, Mirâciyye icrasını kırk yıldan fazla süredir devam ettiren kişinin dergâhında dinliyor. Çocuk ile başlayıp biten bir döngü oldu.
 
Filmin belgesel zeminini en fazla destekleyen kısım dördüncü bölüm ki filmin en önemli şahsiyetlerinden biri bu bölümdeki Mehmed Safiyüddîn Erhan Efendi. Belgeseli yapmamızda bizi motive eden şahıstır. Hem eserin anlam dünyasıyla alakalı hem de geleneğin her şartta nasıl devam edebileceği konusunda kendisinden çok şey öğrendik. Mirâciyye hakkında fazla bilgi yok, o yüzden belgeselin bir yönüyle mimarı Safiyüddin Efendi.
 
 
(Söyleşinin tamamını Hayal Perdesi’nin 62. sayısında okuyabilirsiniz.)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..