Yerli Diziler
Dosya Arşivi
Mayıs-Haziran 2013
Türkiye'de Dağıtım Sorunu
27.07.2013 Türker Korkmaz Söyleşi Barış Saydam

 

1999 yılında Arti Film’i devralan, Devrim Arabaları, Kavşak, Nar, Eylül ve İz (Reç) gibi filmlerin yapımcılığını üstlenen ve aynı zamanda SE-YAP’ın Yönetim Kurulu’nda da görev yapan Türker Korkmaz’la Türkiye’de yapımcılık mesleğinin detaylarını ve filmlerin gösterime girme konusunda yaşadığı sıkıntıları konuştuk. Geçen sayımızda başladığımız Türkiye’de Dağıtım Sorunu dosyasının bir parçası olarak, son dönem Türkiye sinemasında önemli bağımsız filmlere imza atmış bir yapımcı olan Korkmaz’ın perspektifinden bu sorunun yapımcılara yansımalarını öğrenmeye çalıştık.

 

İsterseniz bir yapımcının görevleri tam olarak nedir, bir filmde nelerden sorumludur onunla başlayalım.

 

Türkiye’de yapımcı aslında filmin her şeyidir. Dünyada para veren yapımcı var, bir de film çeken yapımcı var. Bizde para veren de film çeken de aynı insanlar. Yeni çıkan bir kavram var, uygulayıcı yapımcı dedikleri. Türkiye’de yapımcılık sisteminde uygulayıcı yapımcı, prodüksiyon amiri. Bir yapımcı yılda birden fazla film çekmeye başlayınca altında ekipler oluşturuyor, orada sistem işliyor ama bizde işlemiyor. Burada uygulayıcı yapımcılığı da kendim yapıyorum ki bence işin en keyifli kısmı o zaten. Yapım koordinatörlüğü adı altında. Onun dışında yapımcı, para bulmak, filmi satmak, filmin tüm anlaşmaları, sözleşmeleri, finansı gibi her şeyi yapmak zorunda; çünkü Türkiye’de film yapmak için sektörden gelmeniz lazım. Benim bu kadar param var, haydi film çekeyim diyemiyorsunuz. Deseniz bile olmuyor, o yüzden yapımcı filmin her şeyi, sahibi, uygulayıcısı, koordinatörü ve en kötüsü de satış meselesinden sorumlu. Yoksa keyifli bir film çekiyorsunuz, sonra kanallarla, dağıtımcılarla, sinema salonlarıyla muhatap olmak zorundasınız. O yüzden yapımcı ne iş yapıyor diye sorarsanız, yapımcı film çekiyor. Burada en vahim unsur, yapımcı bütün telif hakları sahiplerinden (senarist, müzisyen, yönetmen, oyuncu) hak devirlerini alıyor. Yapımcı bütün hakları kendi üzerine alıyor ama maalesef film yapımcıyla anılmıyor, yönetmen ve oyuncularla anılıyor. Bütün iniş çıkış yapımcıya ait ama film iş yaptığı ya da ses getirdiği zaman her şey yönetmen ve oyuncuya ait. O yüzden yapımcı Türkiye’de görünmez adam.

 

Yurtdışıyla kıyasladığınız zaman peki Türkiye’de yapımcılık ne durumda? Örneğin isimden bahsettiniz, Oscar törenlerinde önce yapımcının ismi geçer.

 

Türkiye’de kataloglarda bile yapımcının adı yoktur, bazen yapım şirketi bile olmaz. Bunlar hâlâ bir sektör olamadığımızı gösteren önemli göstergeler aslında. Hâlâ bir filmin hikâyesi üzerinden yönetmenin o filmi nasıl çektiğini konuşuruz. Biz mesela reklâm filmi çektiğimiz zaman, reklâm filmi de yönetmene gelir, hâlbuki onun altındaki yapım ekibinin kalitesi de önemlidir. Yönetmen tabii ki çok önemlidir. Yönetmen, bir masalı anlatan adamdır ama masalın oluşması için pek çok şey gerekir. Maalesef Türkiye’de bu sistem işlemiyor. Bir filmin temsil hakları yönetmende, ama bir filmin satış hakları yapımcıdadır. Eskiden yapımcının telifi vardı. Yirmi yıl önce bu hak devirlerinden dolayı yapımcı da telif alırdı. Şimdi hiçbir hakkı yok. Kültür Bakanlığı nezdinde de yok. Kültür Bakanlığı’na imzayı atmaya gittiğinizde sizden yönetmenin, senaristin ve oyuncuların devir sözleşmelerini istiyorlar. Şimdi bir sürü oyuncu derneği var ve onlar televizyon dizilerini yurtdışına satanlara bir sürü dava açacaklar. Oradaki devir sözleşmesi gereği aslında yapımcı en az parayı kazanandır, kanallar orada esas parayı kazanıyor. Dünyada esas sözü yapımcı söyler ya, yapımcı Allah’tır derler, senaryoyu da oyuncuyu da değiştirir. Bizde o sistem işlemiyor, ancak yönetmen-yapımcı olursan. Örneğin Osman Sınav, Tolga Örnek gibi isimlerin yaptığı gibi...

 

Söyleşinin devamını okumak için tıklayın.

 

YORUM YAZ:
Ad Soyad:
Yorumunuz:
Kalan: (Sadece 600 karekter olabilir)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - [email protected] Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..