Hayal Perdesinin Gözünden
Türk Sineması Araştırmaları
06.02.2012 Savaş Atı Spielberg Tarzı Anti-Militarizm Celil Civan

 

Filmografisinde gerilim filmlerinden bilimkurguya, macera filmlerinden politik sinemaya kadar geniş bir yelpazeye yer veren Steven Spielberg, zaman zaman savaşa, savaşın yarattığı durumlara da temas etti. Ancak söz konusu temas beyaz perdede yönetmenin muhafazakâr kimliğine uygun bir biçimde yansıdı: Öncelikle Speilberg Amerika’nın çamura battığı Vietnam, Afganistan, Irak gibi savaşları görmezden gelip özellikle İkinci Dünya Savaşı’na odaklandı. Dahası savaşa odaklanırken bile savaşın toplumsal sebeplerini, ardındaki güç mücadelelerini görmezden gelerek bireysel hikâyeler anlattı. Monty Pyhton’un yaratcılarından Terry Gilliam Shindler’in Listesi (Shindler’s List, 1993) hakkında konuşurken Spielberg’ün bireyin başarılarına vurgu yaparak (Shindler’in Yahudileri kurtarması) Yahudi Soykırımı’nın dehşetini görmezden geldiğini söylüyordu. Film, Spielberg’ün muhafazakâr kimliğine uygun olarak savaşın acıları yerine bireysel başarıyı öne çıkarıyordu.

 

Spielberg’ün son filmi Savaş Atı (War Horse) da benzer bir kulvarda koşarken bireysel hikâyeleri inandırıcılıktan uzak bir naiflikle harmanlıyor. Sahibinden satın alınarak Birinci Dünya Savaşı’na götürülen Joey isimli atın hikâyesi çevresinde Alman ve İngiliz cephelerine uğrayan, Fransa’da savaşın sesleri yaklaşmaktayken hayatlarını sürdürmeye çalışan dede ile torununun hikâyesine değinen film, savaşın bireyler üzerindeki etkilerini dile getiriyor. Sadece İngiliz cephesini ele almayıp Alman cephesini de gösteren filmin Spielberg’ün kimliği düşünüldüğünde olabildiğince nesnel davranmaya çalıştığını söylemek mümkün. Tabii aynı hikâye İkinci Dünya Savaşı’nda geçseydi böylesi bir nesnellik gözlemlenebilir miydi sorusunu akılda tutmak şartıyla. Özellikle sonlara doğru Joey iki cephe arasında yaralı yatarken İngiliz ve Alman askerlerin atı kurtarmak için birlikte hareket ettikleri sahne, cephelere ayrılmış insanları hayvan sevgisi ortak noktasında birleştirmeye çalışıyor. Spielberg usulü anti-militarizm, savaşın toplumsal ve ekonomik düzlemini es geçip ancak böylesi naif bir biçimde mümkün olabiliyor.

 

Teknik olarak Savaş Atı’nın her hâliyle bir Spielberg filmi olduğu söylenebilir. Epik anlatımı, kadrajları, meşhur “Spielberg yüz ifadeleri”, müzikleri, naif diyalogları ve inandırıcılıktan uzak mutlu sonuyla film, yönetmenin kendi filmografisinin taklidinden öteye gidemiyor. Slavoj Zizek, Bergman’ın son filmi Güz Sonatı (Höstsonaten, 1978) için “Bergman tarafından yapılmış bir Bergman filmi” diyordu (Paralaks, s. 66, Encore). Savaş Atı için de Spielberg tarafından yapılmış bir Spielberg filmi demek mümkün.

 

YORUM YAZ:
Ad Soyad:
Yorumunuz:
Kalan: (Sadece 600 karekter olabilir)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - [email protected] Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..