Hayal Perdesinin Gözünden
Türk Sineması Araştırmaları
23.10.2010 Çoğunluk Çoğunluk: Sakin ve Şiddetli Celil Civan

67. Venedik Film Festivali’nde Geleceğin Aslanı, 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanan Seren Yüce’nin yönettiği Çoğunluk (2010), sakin dili, yer yer sarkan anlatımıyla pek de hoşlanmadığımız bir konuyu ele alıyor: Orta sınıflara özgü ırkçılığı. Gündelik hayatta temizlikçilere, inşaat işçilerine, garsonluk yapan Kürtlere yönelik olumsuz kalıpları ve önyargıları cesurca gösteren film, ilk yarısında meselenin sınıfsal zeminini ele alır gibi yapsa da ikinci yarısında hem hikâye olarak sarkması hem de sözkonusu ırkçılığı “baba korkusu”na bağlamasıyla zayıflıyor.

Filmin kahramanı Mertkan’ın film boyunca edilgen tutumu, sessizliği ve kararsızlığı bir yandan etrafındaki önyargılara karşı koymasını engellerken, bir yandan da “mahalle baskısı”na boyun eğmesine sebep oluyor. Gül’ün hediye ettiği kitabı incelerken “ben hayatımda hiç kitap okumadım” demesi, gece hayatında dağıtması, arabayla dolaşmak ve müzik dinlemek dışında yapacak bir şey bulamaması yükselen orta sınıf ailelerin çocuklarının cehaletini, can sıkıntısını gösterdiği gibi gündelik hayatta karşısına çıkan ırkçılığı ve burjuva kibrini kolayca benimsemesini de sağlıyor. Mertkan’ın yemeğe düşkünlüğü (Bunuel’in burjuvaları gibi pirzola yerine lahmacun yiyor gerçi), boş boş televizyon izlemesi ve cevap veremediği her durumda “ne alâkası var?” diye çaresizce sızlanması, sıradan gündelik edimlerin sıkıcılığı kadar absürdlüğünü de imâ ediyor.
 
Film, Mertkan’ın babası ve iş arkadaşları üzerinden orta sınıfın kendini beğenmişliğini, kendini meşru görürken sınırlarını ihlal ettiğini düşündüğü her şeye karşı sözsel ve fiziksel şiddeti layık görmesini anlatırken başarılı olmasına rağmen ilk yarıdaki sınıfsal imgeleri ikinci yarıda “sert baba” imgesine aktarıp ideolojik söylemi zedeliyor. Erkan Can’ın oynadığı mağdur taksici hikâyesi, sadece Kürtlerin değil ama yoksul kesimin de gündelik şiddete maruz kaldığını göstermesi açısından önemli olmasına önemli ama bu hikâye, genel anlatının yanında filmde bir yama gibi duruyor. Oysa film içinde çok az yer alan temizlikçi kadının hikâyesi, sözkonusu dışlama ve ırkçılığı anlatmak açısından gayet başarılı bir örnek oluşturuyor.
 
Bunun yanında filmde annenin “duygusuz erkekler arasında kaldım” diye yakınması, temizlikçi kadının ölümüne ağlaması da kadın duyarlılığını öne çıkarken sınıfsal eleştiriyi örtbas ediyor. Oysa bu duygusallık da, ne kadar içten gelirse gelsin, kadınların etrafında olup bitene ses çıkaramamasını ve aşağıdakilere karşı, en fazla “acıma duyması”nı yansıtıyor.
 
Mertkan’ın arkadaşının Kürt kızı Gül için “çingene” nitelemesi ve “bunlar bölücü, bunlar terörist” demesi, şehirli çocukların nasıl toptancı, önyargılı ve ayrımcı olduklarını anlatıyor. Ancak sosyoloji okuyan, odasının duvarında Yılmaz Güney’in Duvar filminin posteri bulunan Gül’ün en büyük hayalinin “yakışıklı bir erkekle mutlu bir yuva kurmak” olması, filmdeki gençler arasında en bilinçli görünen Gül’ün ağzında tuhaf ve yadırgatıcı duruyor. Gül’ün varlığı, Mertkan’ın kendini, içinde yaşadığı muhiti ve ailesini sorgulamasına neden olmak yerine, Gül’ün de aslında içten içe orta sınıflara katılmak istediğini gösteriyor. Gül’ün bu tavrı filmin eleştirel dilini bir kez daha eksiltili hale getiriyor. Elbette kaba bir propaganda beklentisi değil bu, ama günlük hayatta, Mertkanlar yüzünden nasıl Güller seslerini çıkaramıyorsa Çoğunluk’ta da Mertkan’ın sızlanması yüzünden Gül kendi törelerine kurban gidip siliniveriyor.
 
Çoğunluk, gündelik hayatta karşılaştığımız, hatta alıştığımız şiddet ve ırkçılığı sakin bir dille anlatırken, aslında bu sükûnetin nasıl da sessiz bir kâbusa benzediğini gösteriyor. Cahil ve canı sıkkın çocuklar kendilerini ifade edecek dili bulamadıkları gibi sessizlikleri, aynı kibirli ideolojiyi usul usul benimsemelerine sebep oluyor.
 
YORUM YAZ:
Ad Soyad:
Yorumunuz:
Kalan: (Sadece 600 karekter olabilir)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..